Din ve devlet işlerinin 1905’ten bu yana ayrı yürütüldüğü Fransa’da kamu çalışanları, “tarafsızlık” gerekçesiyle “başörtüsü, büyük haç kolye” gibi dini simgeleri takamıyor. Aynı yasak, 2004’ten bu yana üniversite hariç kamuya ait okullardaki öğrenciler için de geçerli.
Son yıllarda bu yasağın sporculara da uygulanmaya başlanması tartışmalara neden oluyor. Ülkede bir kesim, spor müsabakalarında sporcuların dini simge takmasının yasaklanmasını isterken diğer kesim ise bu yasağın özellikle de Müslüman kadınları spordan mahrum bırakacağını savunuyor.
Ocaktan bu yana ülkesindeki resmi müsabakalardan başörtüsü nedeniyle menedilen “Sali” lakaplı 26 yaşındaki Fransız başörtülü basketbolcu Salimata Sylla da yasağa karşı sesini yükseltenlerden.
Fransız sporculara olimpiyat oyunlarında uygulanacak başörtüsü yasağını AA muhabirine değerlendiren Sylla, “Enerjisine aşık oldum.” dediği basketbola 11 yaşında başladı.
Spor Bakanı’nın olimpiyatlarda Fransız sporcular için başörtüsünün yasaklanacağını duyurmasına “çok fazla şaşırmadığını” belirten Sylla, kadın sporcuların, spor başörtüsüyle her seviyedeki müsabakada oynayamadığını anlattı.
Sylla, “Başından beri oynamamızı istemiyorlardı.” diyerek, Spor Bakanı Oudea-Castera’nın açıklaması nedeniyle üzüldüğünü dile getirdi.
Olimpiyat oyunlarının dünyada en çok beklenen spor etkinliği olduğuna dikkati çeken Sylla, “Belki de Fransa’da bir kez daha göremeyeceğimiz bir etkinlik.” ifadesini kullandı.
“FRANSA, BU SPOR ETKİNLİĞİNDEN HİÇBİR ŞEKİLDE FAYDALANMAMIZI İSTEMIYOR”
Sylla, bir asır önce olimpiyat oyunlarının Fransa’da düzenlendiğini anımsatarak, “Fransa, bu spor etkinliğinden hiçbir şekilde faydalanmamızı istemiyor.” dedi.
Parisli Sylla, “Görünür Müslüman bir genç kadın olarak dışlandığımızı görmek çok üzücü. Bizi istemeyen bir ülkede doğduğumuzu görmek, üzücü olduğu kadar aşağılayıcı da.” yorumunda bulundu.
Sylla, Fransa’da doğduğunun, ebeveynlerinin bu ülkede çalıştığının altını çizerek, “Olduğumuz şeyi istemiyorlar. Çok üzücü olduğunu düşünüyorum. Spor, herkesi kabul etmemiz gereken bir alan.” ifadelerini kullandı.
Basketbolcu Sylla, sporda dine ve ten rengine dayalı tartışmaların olmaması gerektiğini söyledi.
Birleşmiş Milletlerin (BM) Fransız oyunculara uygulanacak başörtüsü yasağına ilişkin açıklamasını değerlendiren Sylla, “BM’nin tepkisinden, sonunda biraz destek olduğunu görmekten çok mutluyum.” dedi.
Sylla, “görünür Müslüman kadınların” yıllardır sevdikleri sporu yapamadıklarını kaydetti.
“SPOR YAPMAK İÇİN SAVAŞMALIYIZ” YORUMU
“BM’den bu tepkiyi, bu desteği almak, hala umudumuz olduğunu, vazgeçmememiz gerektiğini, asil bir şey ve bir insan hakkı için mücadele ettiğimizi düşündürüyor.” diyen Sylla, kendi ülkelerinde spor yapmak için “savaşmaları” gerektiğine dikkati çekti.
Sylla, “Neden Müslüman kadınlara ve genel olarak İslam’a bu kadar odaklanan tek ülkeyiz?” diye sordu.
Kamusal alanda spor başörtüsünü takma hakkının olduğunu dile getiren Sylla, ocak ayından bu yana başörtüsü nedeniyle resmi müsabakalardan menedildiğini anlattı.
Sylla, “Olduğumuz kişi nedeniyle bizi bir kenara atmak istedikleri için spor yapmayı bırakmamız söz konusu olamaz.” değerlendirmesini yaptı.
SPORDA BAŞÖRTÜSÜ YASAĞI KARMAŞASI
Danıştay, 29 Haziran’da kadın futbolcuların Fransa Futbol Federasyonunun maçlarında başörtüsü takma yasağını onaylarken kadın hentbolcular, Fransa Hentbol Federasyonunun maçlarına başörtüsüyle katılabiliyor.
Fransa Spor Bakanı Amelie Oudea-Castera, 24 Eylül’de ülkesinin delegasyonundaki hiçbir kadının 2024’te Paris’te düzenlenecek olimpiyat oyunları sırasında başörtüsü takamayacağını açıklaması, “sporda başörtüsüne izin verilmeli mi?” tartışmasını yeniden gündeme getirdi.
BM, bu yasağı doğru bulmuyor
BM İnsan Hakları Yüksek Komiserliği Sözcüsü Marta Hurtado, 26 Eylül’de olimpiyatlarda Fransız sporcuların başörtüsü takmasının yasaklanmasını doğru bulmadığını belirtti.
Hurtado, “İnsan Hakları Ofisi, genel manada kimsenin bir kadına ne giyip giymemesi gerektiğini dayatmaması gerektiğini belirtiyor.” ifade etti.