Karar’dan AKP’ye ince mesaj: “AK Mescit Kızıl Bayrak oldu”

Posted by

Dışişleri Bakanı Hakanı Fidan, Çin ziyaretinde muhataplarına, Uygur Türklerinin yaşam ve kültürel hakları konusunda dünyada ve İslam dünyasında oluşan algının değiştirilmesinin herkesin lehine olduğu mesajını verdiğini söyledi. Fidan, Çinli dostlarıyla yaptığı görüşmelerde Uygur meselesine ilişkin, “Özellikle Uygur meselesini bir zenginlik meselesi olarak görüp burada herhangi bir sorun alanı görmeden, buradaki özellikle Uygurların kültürel hakları ve yaşamları konusunda dünyada ve İslam dünyasında oluşan algının değiştirilmesi Çin’in de lehine, bizim de lehimize, herkesin lehine. Dolayısıyla bizim dediğimiz her zaman için şu; biz Çin’in tek Çin politikasını destekliyoruz, toprak bütünlüğünü ve egemenliğini destekliyoruz.” demişti. Ancak iktidara yakın Yeni Şafak ‘Çin’in sessiz istilası’ manşetiyle Fidan’ın tam karşısında yer almıştı.

Yeni Şafak’a katılan Karar gazetesi de bugün ‘Ak Mescit’i kızıl bayrak yaptılar’ manşetiyle çıktı. Çin’in Uygurların köy isimlerini değiştirdiğini iddia eden Karar yeni isimlerin ‘birlik, uyum ve mutluluk’ gibi isimler olduğunu öne sürdü. Karar bir adım daha ileri giderek bu isimlerin Çin Komünist Partisi’ne özgü olduğunu yazdı. Karar’ın haberi şöyle:

“Doğu Türkistan’da tutuklamalarla, beyin yıkama kamplarıyla sistemli bir kültür soykırımı yürüten Çin, köy isimlerini de değiştiriyor. ‘Hoca’ kelimesinin geçtiği köylere ‘birlik’, ‘uyum’ gibi rejim onaylı isimler verildi. Ak Mescit ismi Kızıl Bayrak’a çevrildi. Kirli stratejiyle Uygurların hafızasından bin yıllık kadim köklerin kazınmaya çalışıldığı belirtildi.

630 UYGUR KÖYÜNE ÇİN İDEOLOJİSİYLE UYUMLU YENİ İSİM
Uygurları yıllardır Kur’an okudukları, sakal uzattıkları gerekçesiyle hapse atan Pekin yönetimi, çocukları eğitim adı altında asimilasyona tabi tutuyor. Zulmü dünyaya haykıran bilim insanları ve yazarlar ise hapse atılıyor. Uygur kimliğini silmek için her yolu deneyen rejimin bu yöndeki bir başka çabası da İnsan Hakları İzleme Örgütü ile Norveç merkezli Uygurlara Yardım Örgütü’nün raporuna yansıdı. Araştırmaya göre Doğu Türkistan’da 630 köyün ismi değiştirildi.

TABELALARDAN ‘MAZAR’ GİTTİ ‘BİRLİK’ VE ‘UYUM’ GELDİ

Köy isimlerinde İslam dinine ya da Uygur tarihine yapılan atıfların ortadan kaldırıldığı vurgulandı. 2009’dan bu yana sürdürülen uygulamada geleneksel bir Uygur çalgısı olan ‘dutar’ ya da türbe anlamına gelen ‘mazar’ gibi ifadeler silindi. Çin Komünist Partisi’nin belgelerinde kullanılan ‘mutluluk’, ‘birlik’ ve ‘uyum’ kelimeleri eklendi. İnsan Hakları İzleme Örgütü Direktörü Elaine Pearson “Bu, Çin’in İslam’ı terörizmle birleştirme yönündeki çabalarının bir parçası” dedi.

GAZZE’DEN FARKI YOK
Doğu Türkistan’da yıllardır asimilasyon politikası yürüten Çin, kültürel soykırıma devam ediyor. 2009-2023 yılları arasında geleneksel ve dini ifadeler köy isimlerinden çıkarılarak yerine Komünist Parti’nin belgelerinde sıklıkla kullanılan mutluluk, birlik ve uyum gibi sözcükler eklendi. Pekin yönetimin insanlık dışı uygulamaları, Gazze’de İsrail’in yaptıklarını hatırlattı.

ünya, İsrail’in Gazze’de uyguladığı katliamları konuşurken Çin, 1949’da Doğu Türkistan’ı işgal edip bölgeyi “Sincan” (Kazanılmış Topraklar) olarak adlandırdığı tarihten bu yana Müslümanlara yönelik etnik temizlik politikasını sürdürüyor. İşgalden bu yana 20 milyon Türk’ün katledildiği belirtilirken 13 milyon nüfusa sahip Doğu Türkistan günümüzde açık cezaevine dönmüş durumda. Her türlü hakları elinden alınan Müslüman azınlık, dini ve millî değerlerinden uzaklaşması için insanlık dışı zulme maruz kaldı. 2017’den beri bölgede 500 hapishane ve toplama kampı inşa edildi. 1 milyondan fazla Müslüman eğitim adı altında hapsedildi.

MESCİT, HOCA ARTIK YOK

Devlet Başkanı Şi Cinping’in 2016’da dinlerin “Çinlileştirilmesi” talimatını vermesinden bu yana ‘Sincan’da yıkılan ya da zarar verilen cami sayısı 16 bini buldu. Merkezi New York’ta bulunan İnsan Hakları İzleme Örgütü (HRW), bir başka kültürel soykırıma daha dikkat çekti. Norveç merkezli Uygur Hjelp (Uygurlara Yardım) Örgütü ile iş birliği içinde hazırlanan rapora göre; bölgede yaklaşık 630 köyün adı değiştirildi. İsimlerdeki İslamî ifadeler ya da Uygurların kültür ve tarihine yapılan atıflar ortadan kaldırıldı. Raporda, Çin Ulusal İstatistik Bürosu tarafından 2009-2023 yıllarında listelenen 25 bin Uygur köyünün isimleri, karşılaştırıldı. Elde edilen sonuç, acı gerçeği ortaya koydu.
Geleneksel bir Uygur yaylı çalgısı olan “dutar” ya da türbe anlamına gelen “mazar” gibi kelimeler köy isimlerinden çıkarılmış ve yerlerine Çin Komünist Partisi’nin (ÇKP) belgelerinde sıklıkla kullanıldığı “mutluluk”, “birlik” ve “uyum” gibi sözcükler eklenmişti. Hoca, mescit, halife ve dervişlerin barındığı yer manasındaki haniça adını taşıyan köy kalmadı. Örneğin; 2018 yılında Akto ilçesine bağlı Ak Mescit köyünün adı Birlik şeklinde yeniden adlandırıldı. Adını geleneksel bir Uygur enstrümanından alan Karakaş ilçesindeki Dutar köyü, 2022 yılında Kızıl Bayrak oldu. Değişikliklerin çoğu, Uygurlar ve diğer etnik azınlıklara yönelik baskının en yoğun olduğu 2017 ile 2019 yılları arasında gerçekleştirildi.

“İSLAMI TEHDİT GÖRÜYORLAR”

İnsan Hakları İzleme Örgütü’nün Asya bölümü direktörü Elaine Pearso “Atılan adımlar, Çin hükümetinin İslam dinini terörizmle eş değer tutma yönündeki daha geniş çabalarının bir parçası. İslami olan her şeyi tehdit şeklinde algılıyorlar. Bu yüzden Komünist Parti ideolojisini daha akılda tutmak için köyleri yeniden adlandırdılar. Bunu camilerin yıkılmasında da gördük” dedi. Kardeşi 2016 yılında gözaltındayken kaybolan avukat Rayhan Asat ise “Pekin yönetimi Uygur kültürüyle halkını tamamen yok etme ve yeni bir dünya yaratma hedefinde. Köylerin isimleri sadece tarihi kayıt olarak hizmet etmiyor, aynı zamanda toplumun bağlarını ve değerlerini de bünyesinde barındırıyor” ifadelerini kullandı.

Doğu Türkistan’da dayatılan politikaların çoğu Tibet’te de uygulandı. 2023 yılında Çin hükümeti, resmi belgelerde Tibet’ten “Xizang” olarak bahsetmeye başladı. Tibet ve ‘Sincan’da giderek otoriterleşen ortam, insan hakları ihlallerine ilişkin bilgilerin ortaya çıkmasını son derece zorlaştırıyor. Çin hükümeti bilgi taleplerine nadiren yanıt veriyor. İnsan Hakları İzleme Örgütü 2021’de Çin’in insanlığa karşı suç işlediğini açıkladı. Bazı hükümetler, eylemleri “soykırım” olarak tanımladı. Komünist rejim ise, politikalarını “terörle mücadele ediyorum” sözleriyle savundu.

TÜRKİYE 12 YIL SONRA ZİYARET ETMİŞTİ
3 Haziran’da Çin’e bir ziyaret gerçekleştiren Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, Doğu Türkistan’a da gitmişti. Fidan’ın ziyaretinde Çin ile dostluk ve ortak politikalar üzerine verdiği mesajlar, Uygur Türklerince eleştirilmişti. Türkistan-Der kurucusu Burhan Kavuncu, ziyaretin Çin’in soykırım politikalarını örtbas etme gayretlerine hizmet edebileceğini belirtmişti. Uluslararası İlişkiler uzmanı Aydın Sezer ise, Pekin’in Türkiye’deki yatırımlarını suçluların iadesi anlaşmasının onaylanması şartına bağladığını ileri sürmüştü. Bölgeyi Fidan’dan önce Cumhurbaşkanı Erdoğan, henüz başbakanlık yaptığı 2012 yılında ziyaret etmişti.”

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir